UMUT 4

Mestan ile Ali’nin sohbetleri devam ederken, elinde kulplu su bardağıyla içeri girdi Haydar. Ali’yi görünce sevinçle selam verdi. Sonra mutfağa giderek isten kararmış demlikten bardağına demi fazla çaydan koydu. Bu demlik isten kararmıştı ama Haydar da bilirdi ki bu demliğin çayı çok lezzetliydi. Ne zaman demliği görse “Çocukken Tunceli’de tarlalarda çalışırken, annemin odun ateşinde çay pişirdiği kara demlik aklıma geliyor.” derdi.

Çayını doldurduktan sonra gelip Mestan ile Ali’nin karşısındaki boş tabureyi çekip yerleşti. Elini Ali’nin omzuna atıp sarılarak:

-Adına kurban olduğum nasılsın? İş güç nasıl?

Ali elini Haydarın dizine koyarak bir iki kez dostane şekilde vurdu.

-Nasıl olsun be abi, aynı. Ömür tüketiyoruz gide gele.

-Sizin işlerde de düşüklük var mı bu ara?

-Yok, be abi ne arasın. Bizim oranın müşterisi geneli alman, hafta içi alkollü masamız pek olmuyor ama hafta sonu millet bayılana kadar yiyip içiyor. 

-Rakı masası oluyor mu Alman müşterilerden?

-Arada oluyor ama geneli kolalı Bacardi içiyor. Rakı içen Almanlar da hafif zeytinyağlılar ve bir kaç meyve ile içiyor.

-Bak hele mendeburlara, rakıyı ziyan ederler. Bir buçuk kilo et, bol sirkeli salata olmadan rakı içen adamı ben adamdan saymam baba erenler.

Mestan, Haydar’ın iştahla rakıyı öven haline gülümseyerek:

-Damak öğlen olmadan kızdı Haydar. Sen bugün akşamı zor edersin.

-Akşama yengen hazırlık yapıyor, dayıoğlu gelecek bahçeye mangala. İşiniz yoksa siz de gelin.

Ali ve Mestan birbirine baktı. Mestan bu kısa bakışmadan sonra Haydara minnettar gözlerle bakarak:

-Sağ ol gardaşım kesene Hızır uğrasın. Hafta içi içince dükkânda sersem gibi oluyorum ben gelmeyim Ali sen git istersen.

-Senin olmadığın yerde ben ne yapayım Mestan? Gidersek hep beraber.

Haydar ikisine de cevap vermeden belindeki kılıfta duran telefonunu çıkardı. Yakın gözlüğünü taktıktan sonra son arama kaydından aradığı hanımının numarasını bulduktan sonra arama tuşuna bastı. Telefonu kulağına tutup bıyıklarını avuç içiyle aşağı doğru siliyordu ki karşıdan alo sesi geldi.

-Hanım akşama iki misafirimiz daha var. Sen ona göre hazırlığına yap emi. Ben gelirken eti fazla alırım. Tamam hadi kolay gelsin. Kim mi misafir, kilimciyle kalfası!

Dedikten sonra gülerek telefonu kapattı.