UMUT 16

Haydar yarım saat oyalandı çorbayı içmek için. Üç dilim ekmekle nasıl doyacağını kestirmeye çalışıyor, diğer taraftan çorbayla oynayarak bitsin diye çaba sarf ediyordu. Uzaktan Haydar’ı izleyen Mestan bu duruma daha fazla kayıtsız kalamadı:

-Gardaşım hayırdır, çorba ile vedalaşamadın mı daha?

-Nasıl?

-Çorbayla vedalaşıp onu bu dünyadan koparıp ait olduğu yere yani midene indirme zamanı gelmedi mi diyorum?

-Ben senden işkembe çorbası istedim sen bana işkence çorbası verdin. Bildiğin şu an işkence çekiyorum.

-Her akşam rakı içip kilolarca et yemenin bedeli olacak elbet gardaşım. Yiyip içtiğin günlere sayarsın.

-Saydım bitti hadi bi işkembe, kelle paça karışık ver de neşem yerine gelsin.

-Neşen hiç gitti mi ki yerine gelsin. O ağır ameliyatı ben geçirsem yerimden bi sene kalkamazdım.

-Anlaşıldı senden bize hayır yok. Ben dükkâna geçeyim hadi hayırlı işler .

Haydar gittikten sonra cam önünde döneri kesmeye başladı Mestan. Dönerin cızırtısı ve kokusu iştah açıyor, karnı tok olan bile gelip geçerken dönere bakıyordu. Mestan döneri üç tur çevirip kesmişti ki gençten yakışıklı bir çocuk tezgâhın önüne geldi. Mestan’a selam verdikten sonra :

-Abi bi yarım döner versene içinde pomes’la, samuray olsun lütfen.

-Bizim dönere sadece soğanla, domates koyuyoruz kardeşim. Sos ve patates yoktur biz de .

-Niye abi?

-Babamı Nevşehir patates üreticileri birliği başkanıyla kavga sırasında kaybettim. O yüzden ne zaman patatesi elime alsam babam aklıma geliyor .

-Başın sağ olsun abi.

-Bak hele gerçek sandı. Oğlum siz nasıl Türk gencisiniz? Hiç dönerin içine pomes ile sos olur mu? Etin lezzetini nasıl alacaksınız?

-Çattık ya belaya bak. Abi sana ne benim döneri nasıl yediğim, yoksa yok de ne uzatıyorsun ?

-Yürü ulan sizin yüzünüzden ne örfümüz kaldı ne töremiz. 

– Verpiss dich, du Wahnsinniger.

-Gel ulan buraya adi herif.

-Ulan bas git ya manyak adam. Babamla polis çağırtma bana .

-Kaçma ulan gel buraya .