PÜSKÜLLÜ ENTARİ 6

-Dur oğlum kımıldayıp durma! Düğün sahnesini mi zannettin burayı sallanıp duruyorsun. Vallahi iğne bir yerine batacak.

Börekler yenmiş, çaylar içilmiş sıra Terzi Rıfat’ın Nebi ve Şeref’ten ölçü almasına gelmişti. Nebi ve Şeref istedikleri kumaşı Terzi Rıfat’ta bulamayınca Rıfat onları başka bir manifaturacıya gönderdi. Gidip zevklerine göre kumaş alıp geri gelerek kumaşları Terzi Rıfat’a teslim ettiler. Mehmet Bey ise terzi Rıfat’a bir miktar para verip, gelin alışverişine gitmişti. Dükkânda prova için Nebi ve Şeref vardı. Ve şimdi ilk ölçüyü Nebi veriyordu. 

-Ben kımıldamıyorum Rıfat abi, taban tahtaları esniyor inşallah kırılıp aşağı düşmeyiz.

-Ulan o tahtalar demir yüklü tır taşır, bizim ikimizi mi taşımayacak!

-Demek Nesrin diye işletti seni he, bu Şeref dürzüsü. Allahtan eline çok koz vermemişsin yoksa ömür boyu dilinden düşmezdin bu adinin…

-Ben böyle çakalların eline koz verir miyim Nebi? Bak bakalım sen gözlere!

-Ateş çıkıyor vallahi Rıfat abi, kıvılcım çakıyor yemin ederim.

-Bakma sen boşluğuma geldi de öyle oldu. Yoksa böylesi adilere gülecek etmem ben kendimi.

Bu sözlerden sonra Şeref artık kendini tutamadı. Rezil etmemek adına aralarında geçen konuşmaları saklayacaktı ama Terzi Rıfat’ın üstüne gelmesine daha fazla katlanamadı:

-Anlat bakalım Rıfat amca. 74 senesi Meydan Gazetesi ses yarışmasında nasıl birinci seçildiği. Birinci olduktan kısa bir süre sonra bu işler bana göre değil diyerek terziliğe geri döndüğünü. Geceler boyu bana şarkılar söyleyip, hacı sesin güzelmiş dediğimde: “Gül güzel olunca Bülbül’ün aşkı bile başka oluyor hanım efendi.” diyerek övgüler dizdiğini. Demek o gözlerden ateş çıkıyor ha?

Rıfat hemen Şeref’in koluna girip dışarı çekti. Aralarında geçen konuşmaları kimseye söylemez ise ona yüklü miktarda para vereceğini söyledi. Şeref ise para istemeyip onu artık yermezse, kötü söz söylemez ise anlaşmayı kabul edeceğini söyledi. Taraflar yenişememiş iki büyük savaş komutanı edasıyla el sıkışıp içeri tekrar girdiler. Nebi ise gülerek karşıladı onları:

-Ne oldu sulh edebildiniz mi? Taraflardan hangisi diğerinin şartlarını kabul edip yenilgiyi kabul etti söyleyin bakalım.

Şeref dayısının sorusuna cevabı verdi:

-Ortada ne bir zafer, ne de bir yenilgi var. Sadece savaş baltalarımızı olası bir hainliğe kadar çift taraflı gömdük.

Nebi tekrar kahkaha atarak:

-Yufka bir yere gömseydiniz, ikinizin de dilinin ayarı yok yarın bir gün o baltaları geri çıkarırken çok uğraşmazdınız.

Şeref ve Terzi Rıfat bu sözler üstüne uzun süre birbiriyle bakıştı. Nebi’ye karşılık vermek istediler ama gözlerinden ikisi de birbirinin sözlerine sadık kalacağını anlayınca vazgeçtiler. Sonra Terzi Rıfat tekrar Nebi’nin provasına devam etmek için Nebi’ye yaklaşarak, paça boyunu almak için sağ dizini yere koyup sağ dizinin üstüne çökerek paçayı iğnelemeye başladı.