PÜSKÜLLÜ ENTARİ 14

Rakılar içilirken Nebi paraları saymaya başladı. Mehmet Bey paraları sayarken gülümseyerek Nebi’nin dizini hafifçe dürterek :

-Koy çantana evde say paraları Nebi. Buradan borç ödemeye gidecek gibi ne diye paraları birliyorsun.

-Eve kalmaz bu iş muhtarım. Bu parada Yaşar’ın da hakkı var, sade bizim değil. O yüzden üçe bölmek gerekir.

-Helal ulan Nebi sana. Başkası olsa hepsine konardı paranın.

-Yiğidin hakkı yenir mi Mehmet ağabey. Kul sormazsa Allah sorar bize.

-Aferin aslanıma hadi yarasın bakalım. Hazırlanınca haber edin araba evin önünde sizi bekliyor.

Mehmet Bey kadehini vurup kafaya diktikten sonra bizimkilerin parasını çıkarıp fazlasıyla ellerine saydı. Nebi ise teşekkür ederek elini öpmek için uzandı. Peşinden Şeref de elini öptükten sonra Mehmet Bey sağ elinden destek alarak traktörden atladı. Bizimkiler bond çantalarından çıkardıkları elbiselerini giyip, iş elbiselerini çantalarına atarken Şeref:

-Dayı allığı boşa aldın bak, ihtiyaç olmadı.

-Bulunsun dedim yanımızda. İhtiyaç olsa kimden isteyelim köy yerinde, istesek allığı verir maskara ederler.

Bir güzel elbiselerini katlayıp çantalarına koyduktan sonra traktörden indiler. Nebi, Şeref’e bekle deyip piyanist Yaşar’ın şarkı söylediği tahtadan yapılma sahneye çıkıp Yaşar’ın yanına gitti. Yaşar şarkı söylemeye devam ederken Nebi’nin olduğu tarafa kulağını uzattı.

-Kardeşim bu para senin hakkın. Sahnede gelen bahşişi üçe taksim ettim.

-Sa sa saağol abi.

-Sen sağ ol yiğidim. Hadi gecen iyi olsun. Ha unutmadan seni bu dünyada kekeme edenleri Allah diğer tarafta dilsiz, yolsuz bırakır. Sakın bunu unutma canını sıkma aslanım. Haydi Eyvallah.

Gözleri dolan Yaşar şarkı söylemeyi bırakmış, paytak paytak yürüyen Nebi’nin peşinden bakarken:

-ee ee eyvallah Nebi abi.

Mehmet Bey Nebi ile Şeref’i görünce hemen yanlarına gelip tekrar teşekkür edip sarıldı. Araba dediği gibi içinde şoförüyle çalışır vaziyet hazır bekliyordu. Nebi binmeden Mehmet Beye dönerek:

-Davulcuyla zurnacı nerede Mehmet abi. Gittiler mi?

-içerdeler içerde. Neymiş bu güzel düğünde nasıl sakatlanırlarmış, kahretmişler içmişler. Yatırdım içeri sabah yollarım.

-İçen adamın bahanesi biter mi abi. Haydi, eyvallah abi.

-Eyvallah cengâverler, kazasız belasız inşallah.