PÜSKÜLLÜ ENTARİ 5

Şeref’in sorusuna cevap vermeden, masaya serdiği gazetenin üstüne döktü börekleri Terzi Rıfat. Gerçekten de börekler sıcacık ve çıtır çıtırdı. Çok geçmeden çaylar da gelince hep beraber yemeye başladılar. Başladılar ama akıllarında tek soru vardı kimdi bu Ürgüp’lü Nesrin? Şeref baktı, cevap yok Terzi Rıfat’tan, yine üsteledi :

-Demek Nesrin’i Ürgüp’ten buraya vatkalı ceket, puantiyeli etek dikmek için buraya çağırıyorsun. Bir de bedava dikeceksin he, para da almayacaksın?

Bu sözlerin üstüne Terzi Rıfat yutkunamadı. Öksürdü boğazını temizledikten sonra:

-Sen mi yaptırdın ulan adi. Kadınla o kadar konuştuğumuz senin tezgâhın mıydı?

Şeref daha fazla dayanamayıp kahkaha atınca Terzi Bekir ne yapacağını şaşırarak:

-Allah senin belanı versin ya. Allah senin belanı versin utanmaz adam. Doğru söyle kimdi o kadın, Gülfidan mıydı?

-Vallahi, değil Rıfat amca. Anamı aratır mıyım hiç, kadını da tatlı dilinle kandırıp alnımıza kara çalacaksın. Az kalsın ben bile inanıyordum tatlı sözüne.

-Allah seni kahretmesin şeytanın kuyruğu bu ya! Şeytandan üç gün önce doğmuş namussuz. Sen miydin ulan?

-Bendim Rıfat amca ben. Meşhur eski assolist Ürgüplü Nesrin bendim…

Bir taraftan börek yiyen Nebi ve Mehmet olayı anlamışlar, diğer taraftan meraklı gözlerle daha ne rezillikler döndüğünü detayı ile dinlemek için sessizce ikilinin tartışmasını izliyordu. Terzi Rıfat kandırılmışlığına mı, yoksa bir umut beklediği Ürgüp’lü Nesrin’in olmadığına ve artık hiç gelmeyeceğine mi üzüldü onu kestiremeden cevap verdi:

-Ulan adi namussuz herif, o kadın sesini nasıl çıkardın. Bazen de hastayım diye aramıyordun o ara ne halt ediyordun?

-Düğünlere köçek gidiyordum, müzik sesinden sana gereken ilgiyi gösteremem diye hastayım diyordum.

-Nazik de şeytan ya, vallahi nazik de. Gereken ilgiyi gösteremeyecekmiş, ulan hastayım dediğin geceler sabaha kadar beni olmayan Nesrin’e ne diye dua ettirdin.

-Kötü mü ettim. İbadetin gizlisi makbuldür, sayemde sevaba girmişsin.

Nebi daha fazla dayanamayıp çaydan büyükçe bir yudum aldıktan sonra araya girdi.

-Hem şu açıdan bak Rıfat abi. Yalnız gecelerine arkadaş, sırdaş olmuş. Belli aranızda baya özel konular konuşulmuş, özel anlar yaşanmış. Tek dileğim bu namussuza müstehcen görüntü atmamışsındır inşallah…

Terzi Rıfat, Nebi’nin sözlerine biraz da sinirlenerek karşılık verdi.

-Ne müstehceni oğlum manyak mısın? Havadan, sudan konuşup dertleşiyorduk. Ara sıra da yemek tarifi veriyorduk birbirimize. Geçen benden terbiyeli işkembe tarifi istedi dert yiyesi. Ben de kasaptan işkembe aldım ki aynı anda beraber yapıp, aynı anda beraber içelim dercesine işkembe yaptım. Bir de ben ömrümde böyle güzel işkembe yemedim, böyle güzel işkembe yapan biriyle tanıştığım için çok mutluyum diyor adi.