TUT ŞEVKET

Olay yaklaşık 4 yıl önce Boyabat Devlet hastanesinde meydana gelmiş abi, bunu anlatan toptancı bir arkadaşımız.

Karın ağrısı ve idrarını yapamama şikâyetiyle Boyabat Devlet Hastanesi’ne gidiyor Şevket Abi. Hastaneden üşütmüşsün diyip eve yolluyorlar, sonra ağrıları artıyor, tekrar hastaneye gidiyor, ordan Kastamonu’ya sevk ediyorlar. Kastamonu’da da bir şey anlamıyor doktorlar, gaz sıkışması diyorlar sadece. 

Ama bu arada 3-4 gün geçiyor ve küçük abdestini yapamıyor hiç. Ağrıları artıp karnı şişmeye başlıyor. 4. günün akşamı ağrıları iyice artıp karnı daha da şişince Boyabat Devlet Hastanesi acilinde alıyor yine soluğu. Hastanede bu sefer tanıdığı yaşlı bir erkek hemşireye denk geliyor. Adam görünce hemen’’ Şevket ne oldu sana, hayırdır?” diyor, o da abi sorma 4 gündür küçük abdestimi yapamıyorum, karnım da davul gibi oldu. Buradaki doktor bir şey anlamadı, Kastamonu’ya sevk etti. O da bir şey anlamadı eve gönderdi, bugün ağrılarım iyice arttı, karnım da şişti zor geldim acile diyor.

İlk gün geldiğinde yeni bir doktor varmış anlattığına göre pratisyenmiş hoca. O erkek hemşire; gel bakalım, diyor bu sefer yeni gelen Doktor Ahmet Bey var, o anlar diyor. Doktorun yanına gidiyorlar. Doktor, ultrason ve film istiyor. Çok dikkatli bakanın anlayacağı şekilde bir taş varmış idrar yolunda. 

Bunun yüzünden günlerdir küçük abdestini yapamamış anlattığına göre. Gelelim mevzuya, bunu sedyeye yatırınca o tanıdığı erkek hemşire “Şevket, taş idrar kanalından mesanenin çıkışına gelmiş, sonda takacağız. Saniyelik bir işlem ama kendini tut sakın bırakma!” diyor. 

Şevket abinin anlattığına göre, tamam abi sıktım kendimi, diyor ama erkek hemşire sondayı takar takmaz bir tazyik çıkmış bir tazyik çıkmış neredeyse tavana değecekmiş. Lan Şevket tut diye bağırıyor erkek hemşire ama Şevket abi de utanarak ; “lan abi kaç ne olur, tutamıyorum!” diye bağırıyor. Odadaki bütün hemşireler, doktorlar kaçıyor ama Şevket abi beş dakika daha tazyikli işiyor. En sonunda her yer sapsarı olunca pantolonunu çekerek hastaneden kaçıyor.

HASAN DEMİRCİ