SARKİS’İN GELİŞİ 5

Herkes öyle bir kahkaha attı ki Nebi’nin şiirine bütün duygusallık o anda gitti, yerini şen gülüşlerin aldığı neşeli bir sohbete evirildi. Papaz Dimitri gülmesi geçince Sarkis’e dönerek:

-Yaman çocuktur bizim Nebi.

-Belli belli, yetenekli cevher var.

-Bundaki numaralar sirk cambazlarında yoktur deyim sana ha!

-Yapma ya, baya ışık var o zaman.

-Işık ne kelime projektör, projektör!

Nebi, kendi hakkında dönen muhabbete kıvançlandı. Dimitri Sirk cambazı dese de Nebi’de cambazlık olmaz, zararı da kendisinden başka kimseye dokunmazdı. Garibanlık çoğunu sahtekâr yapar, şartlar insanı oraya atar bize yorum yapmak düşmez ama Nebi ve ekibinin kapısına sahtekârlık uğramazdı. Hangimizin başına gelmedi ki sorarım size? Bir borcumuz olduğunda geciktirdiğimiz olmadı mı? Bir kaç gün de olsa olmuştur işte. Nebi’nin yaptığı en büyük sahtekârlık borcunu biraz geciktirerek vermesiydi, bunun adına da sahtekârlık denilirse.

-İnsan misafiri burada hediye ile karşılayıp Hediye ile uğurlar Sarkis Bey. Bizim de durumlar malum, hediye alacak para bulamayınca tutup şiir yazarak hediye verelim dedik. 

Sarkis’in yine boğazına yumruk gelip oturdu, yine gözlerine yaşlar gelip kondu. Çevirip Nebi’yi öyle sıkı sarıldı ki, işte bütün memlekete duyulan özlem o sarılmayla Nebi’ye geçti. Ağlamadı ama bu kez Sarkis çok gururlandı:

-Gitmediğim memleket, görmediğim şehir kalmadı desem yeridir Nebi. Çok pahalı saatler hediye ettiler, çok pahalı parfümler alanlar oldu, litresi bir memurun ömür boyu alamayacağı maaşa denk gelen şaraplar da verdiler ama ben ömrümde böyle güzel hediye almadım. Var olasın!

Dimitri uzaktan Nebi ile Sarkis’in hemencecik kaynaşmasını sevinçle izliyor, şu memleketin çocuklarının birbirlerine düşmanlığı da sarılınca geçecek cinsten ha diyordu içinden ama sonra Sarkis’in koluna girdi:

-Dedim, bizimki taklacı güvercindir.

-Can valla Nebi can Dimitri amca!

-Yemin kokusunu aldı ondan takla atıyor.

-Neyden olursa olsun beni çok onurlandırdı.

Nebi dayanamayıp Dimitrinin sözünü kesti:

-Ayıp Papaz Efendi, ayıp! Yem için mi yazdık biz şiiri?

-Ne için yazdın ulan? Beni kırk senedir tanıyorsun, iki dörtlük yazmışlığın var mı bana?

-Vay kıskanç papaza bak sen! Lise aşkım mısın sen benden şiir bekliyorsun. Papaz efendiye bakın ya!

-Ben kıskandığımdan değil, değer verildiğinin belli edilmesinden hoşlanırım. Demek gözünde iki dörtlük değerimiz yok, kafiyeyi geçtim insan akrostiş yapar be utanmaz adam!