-Papaz Dimitri Amca, sen misin?
-Yok, oğlum ben değilim. Tokat Halk Eğitim Merkezi folklor ekibi başı olduğumdan yeni çıkaracağımız bir oyun için papaz elbisesi giyiyorum. Benim tabi tanımadın mı?
O gün Sarkis’i karşılamaya hepsi en güzel elbiselerini giyip gittiler. Bütün elbiseleri definede darma duman Şeref ve Nebi de gidip veresiye elbise alıp bir güzel süslendiler. Papaz Dimitri önde, bizimkiler arkada yürürken görenler kız istemeye gidiyor zannederdi. Otobüsün geldiği saati bildikleri için yarım saat önce otogara gidip beklemeye başlamışlardı. Nihayet otobüs varınca koşar adım perona yaklaşmışlardı.
-Hiç değişmemişsin be Dimitri Amca!
-Nasıl değişmedim Sarkis? Baksana saçlara kırağı vurmuş tarla gibi bembeyaz.
-Yaşımızı aldık Dimitri Amca normal artık. Arkadaşlar kim peki?
-Bunlar mahalleden komşularımız. Bu Şeref, Behiye ve Hacı Vasfi vardı bildin mi?
-Bizim hacıyı dersin de mi?
-Evet, onun torunu. Bu Nebi, Şeref’in dayısı. Bu da Latif Hoca, mahallemizin gönüllü hocası.
-Gönüllü derken para almadan mı hocalık yapıyor?
-Diyanetin hocası değil Sarkis, mahallenin hocası. Parasını mahallede okuduğu mevlitlerden alıyor.
Herkes sırayla tokalaşıp Sarkis’le kucaklaştı. Mahalleden gideli bir hayli olan Sarkis, gelenler tarafından sıcacık karşılandı. O sırada Şeref beyaz poşete peçete ile sarılmış bir şey uzattı. Peçeteyi açınca Sarkis tekrar ağlamaya başladı. Dimitri poşetin içindekini göremeyince Şeref’e:
-Ne o poşetteki oğlum ?
-Yumurta, Dimitri Amca.
-Vre elinizi niye daralttınız? Keşke sadece tuz katıp verseydiniz.
-Elimizi darlaştırdığımızdan değil Dimitri Amca. Behiye babaannem: “Sarkis ekmek arası pul biberli yumurtayı çok severdi. Ne zaman kapı çalınca Sarkis’in acıkıp yumurta istemeye geldiğini bilir, hazırlar verirdim. Al götür bakalım yine sevecek mi?” diyerek verdi.
Sarkis gözyaşlarını silerek ekmekten büyükçe bir ısırık aldı.
-Unutmamış demek Behiye anam. Severdim elbet, çok severdim. Gurbette gittim gideli böyle güzel yumurta yemedim. Şeref tekrar söze girerek:
-Valla Sarkis Abi bizim yumurtalar güzel herhalde. Mahallede iki ayaklı bir tilki var nedense bizim kümesten çıkmıyor. Dimitri taşın kendine geldiğini hemen anladı.
-Hadi ulan ordan adi herif. İftiralarınızla adıma kara çalamazsınız!
-Kara çalmıyoruz ama sen de bizim keseye yara çalıyorsun Dimitri Amca. Yemi yumurta satıp alıyoruz bilirsin.
