PÜSKÜLLÜ ENTARİ 12

Düğün sahibi Mehmet Bey’in bugüne özel diktirdiği köçek entarileri daha Şeref ile Nebi ortaya çıkar çıkmaz milletin gözlerini aldı. Aldı ama Şeref ile Nebi’nin aklında tek soru vardı:

-Dayı iyi hoşta senin kekeç piyanist nasıl türkü söyleyecek?

-Benim duyduğuma göre konuşurken kekemeymiş, söylemeye başlayınca bülbül gibi söylüyormuş.

-Ne hikmetse senin bülbül epeydir çalıyor ama sesini duyan olmadı.

Der demez Şeref, kekeç Yaşar çiçekler ekiliyor türküsünü söylemeye bir başladı başta Şeref olmak üzere hepsinin ağzı açık kaldı. Yaşar türküyü söylemiyor adeta şu an mor sümbüllü bağlarda çiçek ekiyor gibiydi. Yaşar’ın türküye başlamasıyla Nebi ve Şeref de hemen kendini ortaya attı. Onlar ortaya çıkar çıkmaz bir alkış koptu ki sormayın gitsin. Bu alkışın bir benzerini belki en son Naim Süleymanoğlu koparmada dünya şampiyonu olduğunda almıştı. Gerçi bizimkiler Naim’in yanına yanaşamazdı ama görsel şovlarıyla bu alkışı yürekten hak ediyorlardı. Düğün sahibi Mehmet Bey sigarası elinde yanarak bizim köçekleri alkışlarken yanına oğlu yani damat geldi:

-Baba gerçekten bu köçekler bu işi biliyorlar .

-Bilmezler mi baksana bellerinde kemik yok gibi kıvırıyorlar.

Yaşar çaldı bizimkiler oynadı, bizimkiler oynadı Yaşar çaldı. Her yeni gelen misafir yerine oturmadan köçeklere bakıyor, uzunca bir alkıştan sonra yerine oturuyordu. Yerlerde taklalar atıyorlar, masalarda misafirlerin önüne yatıyorlar, bahşişleri yerden oynayarak ağızlarıyla alıyorlar. Neler yapmıyordu ki bizimkiler. Tabi davulcu ile zurnacıyı da unutmamak lazım. Zurnacı karşısına konulan sandalyeye ayağını uzatmış zurnayı çalarken, davulcuda sakat bileğine çok yüklenmeden davul çalmaya çabalıyordu. Bir ara Yaşar şarkı söylemeyi bırakıp mikrofona uzandı:

-ee eee efeenddim ye ye yeni gelen mi mi mis misafirler cü cü cümleten hoş geldiniz, deyince misafirler sanki şarkı söyleyen başkası, bu konuşan başkası sandı. Şu an kekeme konuşan piyanist biraz önce bülbül gibi türkü söyleyen adam olamazdı. Yaşar ara verince Şeref ve Nebi de ellerini bellerine atarak soluklanmaya başladı. Nebi cebinden çıkardığı mendille alnını silerken Şeref’e yaklaşıp:

-Dışarıdan gelen de Nazi kuvvetleri karşısında zafer kazanan müttefik kuvvetlerinin kutlamalarına geldim zanneder kendini.

-O ne demek dayı?

-Nasıl ne demek? Baksana davulcu koldan sakat, piyanist kekeme, zurnacı bacak sarılı sakat yatıyo.

-İnsanın bedeni değil kalbi sakat olmasın dayı.

-Mahsun Kırmızıgül ?

-Hani Mahsun mu geliyo?

-Yok Mahsun gelmiyor da aslan yeğenim Şeref orada duyduğu replikleri filmi izlememişim gibi bana satıyo.

-Eee dayı günümüzde ağzı laf yapanın sözü dinleniyo .