PERVANE 5

Cenaze cemaatinden sekiz, on kişi çeşmenin başına gelmiş, yerde pervane gibi dönen adamı merakla izliyorlardı. Dilini yuttu diye bağıran adam Necip’i tutmaya çalışıyor, Necip ise gözleri yumuk kendini olduğu yerde ustalıkla çevirmeye devam ediyordu. Hemen müdahale edip sımsıkı sıktığı ağzını açtılar. Dilini çekip yakasını bağrını açtılar. Necip bir süre sonra ilginin kendi üstünde yoğunlaştığını anlayınca kafasını kaldırdı, kendine dönük yüzlere ağlamaklı ifade ile baktı.

-Gelene özel iskonto yapardın, misafirine iyi bakardın, ne istedin zalim felek, Behlül Abimizi bizden kopardın. Ben nerelere gideyim offf! Off! 

Kör Necip, her gittiği cenazede merhum hakkında kısa bilgiler verir, merhumun iyi özelliklerini ön plana çıkarıp onun hakkında övgü ile bahsederdi. Nebi ise daha çok görsel ağırlıklı akrobatik hareketlerle cemaate unutulmayacak anlar yaşatırdı. Necip’in ağıt yakmasına müteakip cami cemaati ikindi namazından çıktı. Cenaze ile helalleşmek için meydanın etrafını iyice sardı. Tabut içerden meydana getirildiğinde önce kadınların olduğu yerden kulakları sağır edecek derecede ağıtlar yakılmaya başlandı.

Bu gibi durumlarda gerçek yas sahipleri içlerini döksünler, acılarını yaşasınlar düşüncesiyle Nebi ile Necip sesini keser, uzaktan ağlayanları izleyerek yeni ağlama ve ya ağıt teknikleri hakkında gözlemleme yaparlardı. Yine öyle yaptılar, uzaktan ağlayanları izlemeye başladılar. Meydan hınca hınç dolunca imam camiden elinde küçük bir hoparlör ve mikrofonla meydana ağır aksak yürüyerek geldi. Herkes sessiz olunca imam mikrofonu alıp cemaate dönerek bir kaç ayet ve hadis okudu, sonra ölüm ile ilgili cemaatle sohbete başladı:

-Kıymetli hazirun. Okumuş olduğum ayeti kerimede yüce rabbimiz bizlere hitaben şöyle buyurmaktadır; “Her nefis bir gün mutlaka ölümü tadacaktır. Ve sonra dönüşünüz bize olacaktır.” Okumuş olduğumuz hadisi şerifte ise Allah Resulu (S.a.v) şöyle buyurmuştur; Ölülerinizi vefat ettiği andan itibaren arkasından hayırla yâd ediniz. Yani kötülüğü varsa bile konuşmamamız gerektiğini Allah Resulu bizlere hatırlatıyor.

İşte dünya hayatı Yunus Emre’nin dediği gibi; “Ana rahminden geldik pazara, bir kefen aldık döndük mezara.” Ölüm belki yarın belki daha önce, ne yaşlı ne de gence, bu yüzden sırası gelen gidiyor. Şu kısacık dünya hayatımızda rabbimizi razı edecek amelleri işlemeyi rabbim cümlemize nasip eylesin. Musallada yatan değerli abimiz Behlül Hakyemez dünyadan ahrete göçerken sizlerden dünyalık hakları için helallik talep ediyor. Dünyalık haklarınızı helal eder misiniz?

Bütün meydan o anda cemaatin sesiyle yankılandı

-Helal olsun!!!

-Helal eder misiniz?

-Helal olsun !!!

-Helal eder misiniz?

-Helal olsun !!!

Helallik verildikten sonra hoca, cemaati arkasına alıp tekbir vererek namaza başladı. Allah rızası için namaz kılınca tabutu yüklendiler. Tabut camii önünden mezarlığa doğru götürülürken kadınlar tekrar ağıt yakmaya başladı. Cenaze mezarlık yönüne dönünce havaya bakanlar gözlerine inanamadı.