PAVYON

Selamlar, aman ismimi yayınlama Şeref Bey. Ben İstanbul varoşlarında doğmuş büyümüş bir genç olarak üniversite sınavından sonra tercihler dönemi ailemin de ısrarı ile on ikinci sıraya memleketim Niğde Meslek Yüksek Okulunu yazdım ve kaderin cilvesi tuttu geldi.

Kalktım gittim, okul başladı derken parasızlık tak etti. En azından yarım gün garsonluk yaparım diyerek iş aramaya başladım. Meşhur Irmak Döner var köylerden gelen, transitlerden inen insanların lüks mekânı oraya gidip öğrenciyim iş arıyorum deyince sahibi çok sevindi. “Nerelisin?” dedi, “Bor” deyince; tamam toprağım bizdensin ben de Bor’luyum başla işe, dedi.

Çok sevindim, zaten ucuz diye arkadaşlarım da geldi. İki dakikada ortam güzelleşti, dönerler havada uçuyor falan, akşam 9.00’a kadar çalıştım. Artık yorgunluktan bayılacak duruma geldim, ortalığı toparlarken patron: “İşinizi bitirin gelin, yevmiye dağıtacam.” dedi. Gittim yıl 2010 dedi ki; sen öğlen ise başladın ama tam yevmiye verecem, çok hızlısın. Her gün gel çalış. 

Dedim eyvallah kaç para verdi biliyor musunuz, 20 lira. Tam tamına 20 lira. Asgari ücrete bile tekabül etmeyen para. Yorgunluktan ölmüşüm, karnım acıkmış. Zaten otursam 20 liralık tavuk döner yerim, dalga mı geçiyorsun?

Ertesi gün gitmedim tabi, iş aramaya devam derken bizim binanın altında bir pavyon var her gün önünden geçeriz ama merak bile etmeyiz. Asil Gazino yazar, içerde Dimes meyve suları dizili, sahibi 70 yaşında müşterileri de aynı şekil. Konsomatrislerin en genci 40 yaşında hepsi Dilberay modu. Eski bir bar yani anlayacağın. Kapı bile telli kahve kapısı, teli çekince açılıyor.

Gelen müşteriler Toros çekiyor kapıya, bi baktım camda “garson aranıyor” yazıyor. Düşündüm, çok sakin müşterisi az olan bir yer, ne kadar yorulabilirim ki yine ayni parayi verseler bile iş yok otururum dedim. Girdim içeri patron dayıya ilan için geldim dedim. Tamam, gel çalış dedi ne verecen yevmiye dedim her aksam 30 yeter mi? dedi, yeter dedim. Bir öğün de yemek çıkıyor oh mis. Ertesi gün 19.00’da gel dedi anlaştık.

Ertesi gün gider gitmez “al bardakları!” dedi başladım çalışmaya. Bir iki bira verdim derken yeni masa geldi üç tane ihtiyar. Herkes bira içiyor biri tutturdu ben viski isterim. Tamam beyefendi dedim, gittim bara. İki bira, bir viski dedim. Patron dayı dedi ki “git sor o namussuza bir tane içecekse viski yok, eğer iki üç duble içerse var.”

Dedim abi ne alaka ya, olsun dedi git sor. Ben de gittim mecbur kıvırdım, dedim abi barmen soruyor kaç duble içeceksin ona göre hazırlayacakmış. Adam dedi ki içeceğim getir tamam efendim dedim. Gittim geri patrona, abi dedim adam içecekmiş. Patron içecekse versin parasını alalım, söyle o adi herife dedi. Meğer dükkânda viski yokmuş, içen parasını peşin verip aldırıyormuş. Vay anasını, dedim gittim adama söyledim. Adam hemen 100 lira verdi, o zaman viski 80 lira, gittim yan tekele viski aldım geldim.

Adamın viskisini doldurduk adama sattık. Ben içimden bu gidişle yevmiye yerine nanayı alırsın oğlum demeye başladım. Neyse eşeği bi kere döverler o da bugün dedim. Saat doldu ilginç şekilde yevmiyemi aldım çıktım.


Ben eve çıkarken yeni bir jeep ile siyah takımlı tipler geldi. Oralarda olmaz öyle tipler kendi kendime hayırdır dedim geçtim eve. Adamlar peşimden bizim binaya girdi, tırstım ama eve devam ederken adamların ilk dairenin kapısını çaldığını fark ettim. Aman bana ne dedim, biz en son kattayız derken eve çıktım. Ev arkadaşları geldi kış günü saat geç soba ortada yanıyor. Biz etrafında yatak kurmuşuz beş kişi yatıyoruz saat 00.00 civarı, oralar için çok geç bir saat. Zil çaldı hepimiz şok, bu saatte öğrenci evine kim gelir ki? 


Arkadaşlardan biri kapıyı açtı. Bu Jeepdeki siyahlı tipler “gençler iyi geceler, kusura bakmayın geç oldu ama işimiz acil.” dediler.


Buyurun deyince binayı biz satın aldık yarın binayı boşaltın dediler. Ben bunu duyunca sinirlendim kalktım yataktan şaka mı yapıyorsunuz lan, dışarıda kar kapıda sen gelmişsin çıkın diyorsun. Adam hiç kızmadı yanındaki elemanı çağırıp “Samet ilgilen!” dedi. Samet dediği eleman belinden silah çıkardı bizim rengimiz soldu tabi ama erkekliğe yediremiyoruz. Hepimiz yan yana toplandık bu da odanın kapısında şarjörü çıkardı silahı beline geri takti.

Adamlarla aramızda soba var biz sobanın arkasından efelik yapıyoruz. Samet denen dingil, şarjörden tek tek mermileri geri çıkarmaya başladı. İçerden yusuf yusuf etmeye başladık derken elinde 10-15 mermi oldu. Bize doğru yaklaştı ve güldür güldür yanan sobanın açık deliğinden mermileri sobanın içine bıraktı. Geri geri gidip kapıyı üstümüze çekti tabi kaçsan kaçacak yer yok beşinci kattayız, hepimiz çıktık balkona. Önce bir şey olmadı bizim ineklerden biri dedi ki oğlum adam kuru sıkı attı, bizi kekledi. Güya Rizeli silahtan anlıyor. Sonra diğeri balkondan baktı adamların jeep hareket edince dedik galiba adamlar bizimle alay etti. 

Tam kapıyı açıp içeri girecektik ki sanki bomba patladı. Camlardan belediyenin para ile satılmaz denen kolay tutuşmayan pres kömürleri fırlıyor. Perdeler simsiyah tutuşmuyor da. Kömürler duvarda tuğlayı bile delmiş o derece. Cümle âlem binanın önüne toplandı. Ne oldu diyorlar birimiz tüp patladı diyoruz biri soba zehirledi. Biri yangın, herkes bir şey sallıyor. Yataklarımız kül oldu tabi ama yangın çıkmadan kurtulduk. Sobadan eser yok, sadece en alt tabla kalmis. Sabaha kadar intikam yeminleri ederek ev temizledik. Kafaya koyduk çıkmayacağız evden, mafyaya kafa tutacağız. Bu gece ölmedik ya asla ölmeyiz kafaları falan.

Sabah oldu okula gittik, geri geldik. Saat 19.00 olunca iş saati diyerek hemen koştum geldim gazinoya. Girdim ise başladım çalışıyorum bir iki müşteri derken tak kapi açıldı dün geceki mafya dediğim adam. Allahım sana geliyorum. Beni de tanımadılar kasanın arkasına geçtim her an olay çıkabilir diye. Elime bıçak aldım bir şey olursa kendimi kollarım hesabi. Oturdular ortaya müzik çalıyordu mafyanın başı Avni denen bir adam elini kaldırdı kes dedi, müzik kesildi.

Garson diye bağırdı, bizimkiler bana baktı, mecbur kalktım gittim. Buyurun hoş geldiniz dedim, bize patronunu çağır, dedi. Sipariş de vermedi gittim patrona, patron konuşmadan kalktı gitti masalarına oturdu. Sessizce konuştular çıt çıkmadı. Bizim patron kalktı ceketini aldı bize yaklaştı. Yılların ödenmeyen hakkından bahseder gibi hakkinizi helal edin dedi. Bizim bütün tayfa bağıra bağıra helal olsun dedi. Ben şaşırdım bu kadar kolay mı be derken bizim patron kapıyı kapattı bastı gitti.


Avni Bey herkes sahneye bulaşıkçıya kadar herkes sahneye kimse kalmasın dedi. Hepimiz toplandık ortaya bana gel bakalim genç dedi koşarak gittim baktım 100 lira uzatıyor. Koş, yandan bi viski al dedi, sen nerden biliyorsun bizde viski olmadığını diyecektim tabi diyemedim. Aldım geri içeri girerken bizim babaannem yaşındaki kons ablaların hepsinin dışarı çıktığını gördüm. Ağlaya ağlaya eve gidiyorlardı.

Herkes kovuldu, bizim şef garson vardı dün gece tanışmıştık Mehmet Abi; ona da okkalı bi tekme atıp adam gibi bak lan benim yüzüme, diyip onu da defettiler. Bir tane yolunu şaşırmış kons vardı 35’li yaslarda çakma sarışın ismi Alev, zaten tek müşteri gelme sebebi oymuş. Bir tek o kaldı, ben de viskiyi masaya bıraktıktan sonra abi iyi aksamlar, ben de çıkabilir miyim dedim, yok dedi. Sen çıkamazsın ne iş yapıyorsun diye sordu, garsonum abi dedim. Mezeci Ali abiyi gösterdi sen ve Ali kalıyorsunuz buranın şefi artık sensin dedi.

Alev’e sen de kal yeni kızlara sahip çıkarsın dedikten sonra herkes simdi evine gitsin dinlensin, haber verecem size diyerek herkesi eve gönderdi. Sonra orayı komple yıktırdı yerine saray gibi gazino yaptırıp Ankara’dan iki otobüs kons ve özel müzik ekibi getirdi. Binadan bizi çıkarmadı ama geri kalan daireler komple kons evi oldu.

Sonra benim yevmiyem 100 lira oldu. 1,5 sene sonra okul bitti eve 15 bin lira parayla döndüm. Bazen soranlar oluyor ne yaptın memlekette sıkılmadın mı zor olmadı diyorlar. Zor olmaz mı pavyona düştüm zor kurtuldum diyorum.