MERASİM 6

Yaklaşık bir saat sürdü defnetmeleri merhumu. Toprak müsaade etse on beş dakika, bilemedin yirmi dakika anca sürecekti. Böyle değil midir cenaze defin işlemleri, yarışır gibi defnedip yarışır gibi toprağın altına bırakır giderler. Şadi yanında getirdiği su şişesini mezara dökmeye başlarken Nebi usulca fısıldadı Necip’in kulağına:

-Benim Allahtan tek bi dileğim var gardaşım.

-Hayrola, nedir dileğin deli oğlan ?

-Benim canımı yaz günü alsın.

-O nerden çıktı?

-Kışın yarışır gibi gömüp, kaçar gibi bırakıp gidiyorlar. Haklılar da, insanlar soğuktan üşüyorlar.

-Eee?

-Yaz günü defnedilirsem en azından gelenler çamların gölgelerinde oturur sohbet muhabbet ederler, hemen bırakıp gitmezler.

-Defnetmeye mi geliyorlar, Muhtar Ahmet’in kahvesine sohbet etmeye mi? O nasıl istek öyle?

-Ne bileyim hemen gitmeyin. Oturup az sohbet muhabbet edin.

-Benden önce gidersen, üstelik mevsim kış da olsa ben seni hemen bırakıp gitmem merak etme.

Dedikten sonra sıkı sıkıya sarıldı Necip, Nebi’ye. Şadi de babasının mezarını iyice bir suladıktan sonra İmam son kez mezarı dualamaya başladı. Sonra hep birlikte el açıp el Fatiha okudular. Şadi ve yeğeni mezarın dışına çıkıp kalan beş kişinin taziyelerini kabul etmek için beklemeye başladı. Hepsi gelip taziyelerini ilettikten sonra Şadi cebinden çıkardığı bin lirayı Nebi’ye verdi. Sonra diğer cebine elini atıp iki gömlek parasını diğer cebindeki paradan ekledi. Hep beraber eve geçip karınlarını doyurdular, sonra eve gelen taziyeler olduğundan Şadi ile helalleşip yola koyuldular. Necip kasetçaları açtığında Mahzuni’nin ; “Kuru hayal fani dünya boşumuş.” sözleri işitilmeye başlamıştı bile. 

-Bu adet bize Ermenilerden kalma derdi Hacı Vasfi baba, Nebi. Onlarda çok yaygınmış ağıtçı tutmak sonra bize geçmiş.

-Çok adet bize onlardan kalma, çok âdetimizde bizden onlara geçme. Ben et ve tırnak gibiyiz benzetmelerini sevmiyorum Necip. Aynı evin çocuklarıydık biz, ta ki bizi birbirimize kırdırana kadar.

-Emperyalist uşakları hiç vazgeçmeyecek değil mi kardeşim?

-Şu bereketli topraklardan vazgeçerler mi? Baksana adam diksen adam biter şuralarda.

Derin bir sessizliğe daldılar. Yemyeşil ovalara, uçsuz bucaksız kırlara baktılar. Yarım saat gittiler böyle, Mahzuni söyledi onlar dinledi, onlar dinledi Mahzuni söyledi. Çok geçmeden bu sessizliği gelen bir telefon bozdu. Telefonu kapattıktan sonra Necip’e dönen Nebi:

-Yarın Amasya Yassıçal köyünden cenaze aldım. Her şey dâhil paket istiyorlar, eve dönmeden çarşıya uğrayalım da eski pantolon, gömlek alalım. Şükür işsiz koymuyor kurban olduğum.