İNCİR AĞACININ ALTINDAKİ SIR 5

Dimitri, Nebi’nin kolundan çekince Nebi’nin arkasındaki Şeref dayısı önünden birden kaybolunca şoka girmiş, olduğu yerde kilitlenip kalmıştı. İçerdekiler kapıdan kafayı uzattığında Şeref’i kazma kürek omzunda, yüzü kireç gibi bembeyaz olmuş halde gördüler. Hızlı adımlarla yanına yaklaşıp iki koluna girerek içeri çektiler. Nebi, Şeref’i o halde görünce korkuyla karışık Latif Hocaya:

-Hocam bi okuyup üflesen mi? Çocuk herhalde şoka girdi.

-Okuyup üflemelik iş değil bu Nebi. Cübbeyi koyduğum poşette su şişesi olacak, getir hemen elini yüzünü yıkayalım.

Nebi, Latif hocanın bahsettiği poşeti bulup dibindeki su şişesini getirerek şişeyi Şeref’in başından aşağı boca etti. Su başından aşağı akıp ensesinden aşağı sırtına süzülünce derince nefes alıp kendine gelen Şeref:

-Doğru bildiğimiz yanlışlarda bugün. Makarna pişirilip süzüldüğünde, su içinde çözülen pridoksin, riboflavin ve tiamini kaybediyor ve olanca sağlık deposu boşa gidiyor diyerek ayağa kalktı. Daha önce defalarca böyle olayla karşılaşan Dimitri, Latif Hoca ve Nebi bu durumu umursamadı ama Sarkis sormadan yapamadı.

-Acıktı mı acaba ne makarnası sayıklıyor?

Dimitri gülerek Sarkis’in sırtına birkaç kez yavaşça vurarak:

-Merak etme acıkmadı. Şoka bağlı bilinç kaybı yaşıyor birazdan kendine gelir. Hadi biz işimize bakalım. Sarkis olur anlamında başını sallayınca annesinin tarif ettiği şekilde incir ağacından başlayarak adımlamaya başladı. Yirmi adım gidip sola dönüyor, on adım gidip sağa dönüyor derken adımlamaya başladığı incir ağacının tam karşısındaki başka bir incir ağacının altında adımlamayı bitirerek arkada onu izleyen gruba döndü:

-Bana bahsettiğine göre yer tam burası arkadaşlar.

Nebi bir Sarkis’in olduğu yere baktı, birde adımlamaya başladığı ağaca baktı. Kafasını kaşıyarak Sarkis’e imalı bir bakış attı:

-Keşke Novart teyze bahçe girişindeki incir değil de diğer incir ağacının kapıya bakan tarafına sırtını ver, on adım sonra durup olduğun yeri eş, emanetler orada deseymiş. Koca bahçeyi adımlayıp yine başladığımız yerin karşısına geldik. 

Dimitri bilgiç gözlerle Nebi’yi süzerek, görüşlerine itiraz etti:

-Vardır Novart’ın bir bildiği. Belki de emanet tuzaklıydı ancak bu şekilde tuzak bozuldu. Hadi bakalım siz eşmeye başlayın. Şeref ve Nebi, Sarkis’in gösterdiği yeri eşmeye başlayınca Dimitri ve Latif Hoca efsunlanmasınlar diye dua etmeye başladılar. Sarkis de sigara yakıp uzaktan onları izliyordu. Bir ara Dimitri dua etmeyi bırakıp Latif Hocayı dinlemeye başladı. Epeyce dinleyip anlayamayınca Latif’in yanına yaklaştı

-Hangi ayeti okuyorsun sen? Ne bu hiç duymadım?

Latif hoca elindeki telefonun tuş kilidini kapatıp cebine koyduktan sonra cübbesinin önünü ilikleyerek:

-Hanım geçen komşunun hacdan getirdiği krem çikolatanın muhteviyatının resmini çekip atmış hocam. Fıstığa alerjisi var hanımın, fıstıklı bir şey yediğinde vücudu kabarıyor. Çikolatanın içinde fıstık var mı diye baktım daha duaya başlamadım deyince Dimitri, Latif Hocanın işi ciddiye almadığını anladı.