İNCİR AĞACININ ALTINDAKİ SIR 4

Papaz Dimitri şiirini bitirir bitirmez rakısından derince bir yudum alan Sarkis herkesi göz ucuyla süzdü. Artık konuşma vaktinin geldiğine kendini ikna etti. Sonra boşalan bardağını masaya koyarak ellerini dizlerinin üstüne koydu.

-Evet, arkadaşlar gelelim asıl konuya. Benim sebebi ziyaretim belli, annem vefat etmeden söylemişti. Oğlum, bahçedeki incir ağacının kuzeye bakan yerine sırtını ver oradan yirmi adım at önüne kiraz ağacı gelecek, kiraz ağacını sağına al ilerle on beş adım daha gidince elma ağacına geleceksin, onunda solundan geçip yirmi beş adım at. Önüne bu kez ayva ağacı gelecek onu görmezden gel

Nebi şaşkınlıkla ellerini havaya kaldırıp, söz isteyen öğrenciler gibi gerildi:

-Şimdi Novart teyze bize emanetlerin yerini mi söylüyor, yoksa bahçedeki ağaçların envanterini mi çıkarıyor. Arkadaşlar biz define arayacağız, orman bölge müdürlüğü ağaç tasnif memuru olmadığımıza hemfikiriz değil mi? 

Sarkis aynı kararlılıkla cevap verdi:

-Ben de annemin bana verdiği tarife göre size tarif ediyorum arkadaşlar. Kolay bir yere saklasa bulması kolay olurdu. Bakalım dediği yerde bulabilecek miyiz?

Dimitri sağ elini sakalına götürüp hafif kaşıyarak:

-Peki, ne zaman kazacağız?

Sarkis boşalan kadehini tekrar doldurmuş, buz attıktan sonra saat yönünde birkaç tur bardağı çevirdikten sonra kadehi kafasına dikmişti. Bardağı yarıya kadar indirdikten sonra rakının boğazını yakan acısıyla sesi olduğundan kalın çıkarak:

-Şimdi tabii ki, diyerek herkesle göz göze gelmeye çalıştı. Herkesle göz temasını kurup bakışmalarını tamamladığında Sarkis’in kararlılığı hepsine sirayet etti. Hemen masadan kalkıp hazırlıklara başladılar. Latif eve gidip cübbesini alıp geldi, Dimitri yeni papaz elbisesini giydi, Şeref ve Nebi ise evden kazma kürekleri kaptı. Bu konuşmadan yarım saat sonra herkes hazırdı. Dikkat çekmemek için birerli, ikişerli dağılıp Sarkis’in evinde buluşmak için yola koyuldular. 

On beş dakika sonra kırık dökük kapıdan içeri ilk Sarkis ve Dimitri girdi. İçeri girip baktıklarında sokak aydınlatma lambaları bahçeyi yeteri kadar aydınlatıyor, yedi sekiz metre kadar önleri rahatlıkla seçiliyordu. Dimitri ve Sarkis içeri girip kapının arkasında durarak diğerlerinin gelmesini bekledi. Birkaç dakika sonra bahçeye bu kez Latif Hoca girdi. Girer girmez Dimitri, Latif’i görünce yanlarına çağırdı. Ve bizimkiler Şeref ile Nebi’yi beklemeye başladı.

Yarım saat kadar bekledikten sonra içeri usul adımlarla ilk Nebi girdi. Dimitri Nebi’nin geldiğini görünce kapının arkasından biraz da geç kalmış olmasına kızarak Nebi’nin kolundan çekti. Nebi karanlıktan kendini çeken elin korkusuyla tam bağıracaktı ki Latif hoca bir hamleyle ağzını kapatarak:

-Ulan başımıza iş açacaksın korkak ödlek. Her seferinde neden korkup kaçmaya çalışıyorsun. Burada kim olabilir acaba bizden başka? Şeref nerde beraber gelmediniz mi?

Nebi gözleriyle arkasını işaret edince hepsi birden kafalarını uzatıp dışarı baktılar. Gördükleri manzaraya şaşırarak kapıya atıldılar