İNCİR AĞACININ ALTINDAKİ SIR 3

Bir donandı ki masa dillere destan. Payitahta hediyeler gönderen Fransız krallığının elçileri böyle bir hizmeti, böyle bir hürmeti göremezlerdi. Görseler de bu ziyafetin kendilerine değil temsil ettikleri krallığa olduğunu bilirlerdi. Ama şimdi tertip edilen ziyafet tamamen Sarkis içindi. Yıllardır hasretinde kaldığı kebabı görünce Sarkis öyle bir saldırdı ki bir ara kolum da araya gidecek düşüncesiyle Papaz Dimitri kolunu Sarkis’in önünden aldı. Şeref boşalan tepsiye ızgaradaki köfteleri dökmüş ızgarayı yeniden dizmek için ayağa kalkmıştı. 

-Papaz efendi ikişer parça tavuk atayım mı yoksa daha erken mi?

Papazdan önce Sarkis cevapladı Şeref’in sorusunu:

-Yazık günahtır ya ne diye atıyorsun tavukları, yeriz boşa gitmez. 

Nebi’nin ne demek istediğini anlamayan Sarkis’in cevabına herkes bakınca Papaz Dimitri devreye girdi:

-Bunların dili farklı dil oldu Sarkis oğlum. Tavuk atayım mı derken ızgaraya tavuk dizeyim mi demek istiyor. Bir de geçen gün evde yemek yerken Şeref geldi gel buyur diye sofraya davet ettim. Sağ ol Dimitri amca ben gelmeden pide gömdüm dedi. Ben de bir panik bir panik pide gömdüm deyince Pideci Metin’i gömdük dedi anladım. Dilleri tuhaf yani bunların anlayacağın, bir de sürekli yani, aynen kelimeleri ağızlarında. Gün içinde otuz bilemedin kırk kelime ile günü tamamlıyor iblisler. Oysa bizim zamanımızda böyle miydi? Ağzını ayırarak dinleme Nebi kulak ver.

-Şeytan gıdıkladı ondan esnedim kulağım sende papaz efendi.

-Şeytan dediğin şakacı Mathilda abla mı ulan gelip seni gıdıklasın. Neyse bizim zamanımızda böylemiydi, dağ başındaki de şehir merkezindeki de bir ağdalı Türkçe konuşurdu herkes şair gibi dolanırdı ortalıkta. Şair demişken size içimden Orhan Veli’nin bir şiirini okumak geldi içimden.

Nebi gülümseyerek Latifi dürterek:

-Seninki başladı. Kaçıncı dublede?

-Saymadım ama üç herhalde.

-Üç değil en az beş baksana ensesi kızardı. Ne zaman beşinci dubleye geçse ensesi kızarıyor unuttun mu?

-Hangi birini hatırlayım her içişi vukuat papazın.

-Şiire erken başladı Latif. Vatan kurtarma faslı şiir biter bitmez gelecek var mısın bahse?

-Bence ilk askerlik anılarından başlayacak. Hatta Yunan adalarına su altından yüzerek gittim gelirken eratın karnı taze balık görsün diye iki elimde otuzar kilo balık getirdim anısını anlatacak.

-Bu ara çok siyaset konuşuyor bence şiir biter bitmez geçenki gibi offf off ne olacak bu memleketin hali diyecek. Ortaya iki şişe rakı koydum, ben kazanırsam iki şişe rakı sen kazanırsan beş kilo bonfile var mısın?

-Ulan ufak at beş kilo bonfileymiş. Eline kâğıt kalem versem bonfile yazamazsın beş kilo bonfileden bahsediyorsun.

-Uzatma var mısın yok musun?

-Tamam ulan varım.