HACI VASFİ

Bayram namazında oduncu Kör Necip secdeye eğilince takma gözü çıktı, imamın arkasına gitti. İmam, namazı bitirip: “Allahım vatanın bekasında gözü olanın gözü çıksın!” deyince takma gözü görüp yere yığıldı. Hacı dedem: “Elini yüzünü suyla yıkayın. Misafirler var, kolonya bitmesin.” diyordu.

Hacı Vasfi dedemi eve sokamıyorduk; dün ateşi çıkıp acile kaldırılınca durumun ciddiyetini anladı. Sabah kahvaltı yaparken anneme; “Gülfidan, çay dökerken ellerini yıkasana kızım. Mikrobu bulaştırıp beni öldürürsen üçlü koltuk takımının taksitini sen mi ödeyecen? dedi.

Akşam misafirler geldi, Nebi Dayım kolonyayı alıp giderken, “Susamışlar sen de soğuk su getir.” dedi. Hacı Vasfi dedem, elimde suyu görünce anneme; “Gülfidan ceketin cebinde 50 lira olacak. Ver şunlara gidip yapma rakı alsınlar, kolonya içmeye başlamışlar kör olacak adi namussuzlar.” dedi.

Canan Karatay turp yerseniz turp, fıstık yerseniz fıstık gibi olursunuz, diyerek doğru söylüyo. Bak Avrupa’ya, donuz yiyorlar hepsi donuz gibiler. Seksen yaşındaki Avrupa vatandaşı dünyayı gezerken Hacı Vasfi dedem uyuma numarası yapıp vakit namazlarını kazaya bırakıyo.

Virüsten sokağa çıkamayan bizim mahalle, balkonlardan Kur’an okumaya başladı. Hacı Vasfi dedem sese uyanınca; “Behiye biri mi öldü, niye kuran okuyorlar?” dedi. Babaannem gözüyle bizi gösterip; “İnsanlık ölmüş hacı, sarhoş adiler yeleğin cebinden elektrik parasını almış.” dedi.

Hacı Vasfi dedeme; “Dede sen evden çıkma, ben ne istersen alırım dedim, bana mavi gökyüzünün altında cami arkadaşlarımla vakit aralarında ettiğim çılgın sohbeti, bana özgürlüğüme vurulan kalın zinciri kesebilecek altın keskiyi alabilir misin evlat?” dedi.

Dün gece sahura kaldırmaya mahalleye belediye bandosu gelmiş. Hacı Vasfi dedem, borazan sesini duyunca koşarak balkona çıkıp, “Yünan İpsaladan kapıya dayandı. Kemal Paşa bize ölmeyi emrediyor ama benim canım tatlı, hanım ölsün!” diyerek Behiye babaannemi balkondan attı.