GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ

Efendim karakolda verdiğim ifadem geçerlidir. Biz olay günü ismi geçen şahıslarla o gün karşılaştık, daha önce tanışıklığımız yok. Bir arkadaş vasıtasıyla tanıştığımız Doluova Köyü Muhtarı, oğluna iki gün konaklı düğün yapacağını ve düğünde köçek olmamızı istedi.

Biz gerekli ücretin yarısını o gün elden teslim aldık, geri kalanını düğün günü alacağımızı belirtip düğün günü yola koyulduk. Düğün yerine geldiğimizde sahne almadan yemeğimizi yiyip hazırlığa geçecektik, daha sonra isminin Vedat olduğunu öğrendiğim şahıs yanımıza gelip; “ Buraya yemeye içmeye mi geldiniz, hadi etekler de giyilmemiş!” diyerek bize çıkıştı.

Ben kendisine uzak yoldan geldiğimizi belirtip, yemek yedikten sonra hemen sahneye çıkacağımızı söyledim. Yanımızdan giderken bir şeyler mırıldandı ama önemsemedim. O sırada arkadaşım Banaz’lı Ali kendisinin hazır olduğunu, benim de hazırlanıp gelmemi istedi.

Hazırlandık; ilk bir saat gayet güzel oynadık, eğlendik. 30 dakika ara verip tekrar sahneye çıkacağımızı belirttik. Arada kavurma güzel olduğu için bir tabak daha alıp köşeye geçip yemeye başladım. Vedat isimli şahıs tekrar yanıma gelip: “Sen yine mi yiyon ya, seninle iki gün işimiz var, sen buraya yemeye içmeye mi, oynamaya mı geldin?” dedi.

Ben kendisine; “Eğer isterseniz yediğimi içtiğimi düşün vereceğiniz paradan, ama ben bu işi yeni yapmıyorum böyle olmaz !” diyerek çıkıştım. Vedat isimli şahıs; “Seninle görüşeceğiz!” diyerek yanımdan ayrıldı. Ara bitip tekrar sahneye çıkınca Vedat isimli şahıstan geldiğini sonradan anladığım bir istek peçetesi elime ulaştı. Ben istek sahibinin Vedat isimli şahıs olduğunu bilmiyordum.

Mikrofonu alıp Kızıldere türküsüne oynayamayacağımı, Kızıldere’nin oyun havası olmadığını ve ağıt olduğunu belirttim. Vedat isimli şahıs, “oyna!” diyerek ayak uçlarıma doğru markasını ve modelini görmediğim bir silahla ateş açtı. Ben ise aldığım devrimci terbiyeyle bu türküye oynamayacağımı, isterse kafama sıkmasını belirttim.

Kendisi tekrar beni tehdit edip uzaklaştı. İkinci arada, sahnenin arka tarafı yani dereye bakan tarafında sigara içerken Vedat isimli şahıs tekrar yanıma gelip; “Bir köpeğin dostluğunu, bir köçeğin düşmanlığına tercih ederim.” dedi. Ben de bu kadar hakarete dayanamayıp Vedat isimli şahsın üstüne atladım. Boğuşmanın etkisiyle ikimiz de dereye yuvarlandık.

Suyun içinde kendimi kaybedip boğazını sıkarken, kendisini bırakmam halinde bana düğünden sonra 20 ton soğanı 35 kuruştan vereceğini belirtti. Kendisine soğanın 10 kuruşa almayanı dövdüklerini belirttim. Vedat isimli şahıs hala kurtulma çabası ile bir kaç vaat daha verdi, ben ise boğazını sıkmaya devam ettim. Son olarak anneme ağza alınmayacak küfürler edince kendisine annemin şeker hastası olduğunu belirtip, küfür etmemesini tekrar rica ettim.

Hala ısrar edince ellerimde titremeye başladı. O ara sanırım arka taraftan birisi ense köküme sertçe bir şey vurdu. Gözümü açtığımda ahırdan bozma bi yerde, ellerim bağlı yatıyordum. Kendime geldiğimde ilk Banaz’lı Ali’yi sordum.

Beni kavga ederken görünce eteklerini çekerek kaçtığını belirten kişi muhtardı. Muhtara yaptığının yanlış olduğunu, kişiyi hürriyetinden alıkoyma ve adam kaldırma suçlarından ağır ceza alacaklarını belirttim. Muhtar ise burada devletin kendisi olduğunu, “Anayasal düzeni oynayarak ortadan kaldırma” suçundan beni tutukladığını söyledi.

Ben kendisine üç kez yanlış yaptığını belirtmeme rağmen beni dinlemeyip yanımdan ayrıldı. Tek kaldığım odaya tekrar Vedat isimli şahıs gelip bana hakaret etmeye devam etti. Askerde aldığım komando eğitimi sayesinde ellerimdeki iplerden kurtulup tekrar üstüne atladım.

Boğuşurken yerde bulduğum şişeyi kırıp Vedat isimli şahsın boğazına dayayıp, istersem onu şuracıkta öldüreceğimi söyleyip, ellerini bağlayıp, olay yerinden kaçıp jandarmaya sığındım. Ben bu şahısları daha önceden tanımam.

Hiç bir şekilde bir alışverişim olmamıştır. Kendilerinden şikâyetçiyim. Yırttıkları dört eteğimin parasını şahıslardan talep eder, Aziz Türk milletinin adalet makamını temsil eden siz değerli hâkimlerimizden gereken cezanın en üst seviyeden verilmesini arz ve rica eder, ceza verirken evlatlarınızı göz önünde bulundurup beni de bi evladınız saymanızı isterim.