GEÇMİŞ OLSUN MÜDÜR BEY

Ardahan’ın Göle ilçesinde geçen bir olay:

Şimdi bizim oralar küçük yer olduğu için memur değişimi eskiden çok olmaz ve hoşgörü olduğu için gelen yeni müdürler, öğretmenler olsun, ağırlanır misafir edilirler. Bizim orası da yeşillik ve ormanı bol olduğu için genelde yapılan aktivite bir büyük rakı ve etle ormanda mangal yaparak içki içmektir.

Büyük dayım Göle ilçesinin Belediye Başkanı olduğundan ilçede tek olan liseye yeni müdür gelmiş, dayım da misafir etmek istemiş. Rakıyı almış gitmişler ormana, muhabbet muhabbeti açmış, nevale de devrilmiştir ama bu arada hava kararmaya başlamıştır. 

Müdür; Başkanım müsaaden varsa ben kalkayım, hava da karardı hanım da evde, yeni bir yerdeyiz korkmasın, deyince Başkan: “Olur mu müdürüm, beraber geldik beraber kalkalım ben sizi bırakayım.” der.

Başkanın da bir tane eski beyaz Mercedes’i var, aracın ön yolcu koltuğunu söktürmüş pikniklerde onu çıkarıp üstüne oturur. Sanırım o koltuğu makam koltuğu gibi hissettiği için içerken o koltuğu söküyor. Her neyse bu arabanın öyle çok namı yayılmış ki Göle’de araç caddeye çıktığında kaldırımdaki insanlar bile saklanırmış. Çünkü dayım ara sıra kaldırımda yürüyen insanlara çarparmış.

Dayım ile müdür beraber kalkmışlar, başkan sürmüş ormandan arabayı evlere doğru. İlk müdürü bırakmak istemiş tabi müdürün eve çevirmiş direksiyonu. Bizim oralarda derelerin üstündeki köprülerde korkuluk yoktur, gece karanlığı olduğundan biraz da kafalar güzel tabi başkan müdürün tarafı köprüye sıfır yanaşmış durmuş. Müdürde kapıyı açıp kendini köprüden aşağı bırakmış. Dayım da ağır hareketlere sağa kafayı bir çevirmiş müdür yok. Kapı da açık tabi başkan şaşkınlık içinde; ‘’bak ya nasıl vefasız çıktı, iyi akşamlar demedin, demedin bari kapıyı kapatsaydın’ diye kendi kendine konuşarak devam etmiş.

 Ertesi gün bir ayağıyla bir kolu kırık yatan müdürü hastanede ziyaretine gitmiş.

ÖZGÜN CENGİZ