DOĞRU AĞLASIN

Yetmişli yıllarda Tarsus’un büyük bir köyünde yaşayan bir ailenin otuzlu yaşlarında olan bir ferdi -Allah kimsenin başına vermesin- vefat ediyor. Avluda ağıt, figan…Karısı, ablaları herkes kendini paralayarak ağlıyor. Ablasının biri “gardaşım en küçüğümüzdün, ne oldu? En önce sen gittin, ben öleydim, en büyük ağamız duruyor, o öleydi,” diye ağıt yakıyor. Avluda bulunan büyük kardeşi Muhtar Salih yanındakine “Git şuna söyle ağlayacaksa düzgün ağlasın, beni niye karıştırıyor? Ben ölürsem üç çocuğa o mu bakacak? Git sustur şunu,” diyerek kardeşinin yanına yolluyor. 

YUSUF ÖZER