BEKTAŞİ’NİN TATLISI

Baba erenler ve iki molla köyleri gezerken akşam vakti bir köye sığınırlar. Ev sahibi izzet ikramda eksik etmez, bunları bir güzel ağırlar. Yemeğin sonunda ev sahibi misafirlere bir tabak baklava ikram eder ve odadan çıkar. Büyük olan softa “Baklavayı üç kişi yesek bir şey anlamayız, en iyisi rüyaya yatalım en güzel rüyayı gören baklavayı yesin.” der. 

Nitekim öyle olur, baklava masaya bırakılır uykuya yatılır. Sabah herkes uyanınca büyük molla, küçük mollanın rüyasını anlatmasını ister. Küçük molla yanaklarını şişirip:

-Akşam namazını kılarken koluma iki melek girdi, “Haydi senin yerin artık göklerdir.” dediler gökyüzüne çıkardılar, der. Rüyayı duyan büyük molla göğsünü kabartarak:

-Bu da rüya mı? Ben yatar yatmaz iki tane aksakallı dede geldi “Senin yerin cennettir.” dediler, alıp cennete götürdüler, deyince ikisi de kafasını Bektaşi’ye çevirir.

-İmanım ben de rüyamda birinizin göklerde gezip, diğerinizi cennete gideceğini görünce, ben de artık nasıl olsa bunlar dönmez diyerek kalkıp baklavayı yedim.