BEKTAŞİ’NİN DUASI

İş bu ya baba erenlerin o bayram namaza gidesi gelmiş. Kalkmış, giyinmiş, kuşanmış bayram namazına gitmek için düşmüş yollara. Çok sürmeden varmış camiye girmiş içeri. İçeridekiler önce şaşırsa da sonra baba erenler doğru yolu buldu diye sevinmiş. Herkes ayağa kalkıp yer vermek istemiş, Bektaşi de elini göğsüne koyup mollanın yanına varmış. Selamını verip oturmuş. Hep beraber huşu içinde namazlarını kılınca molla sakallarını sıvazlayıp Bektaşi’nin duyacağı sesle:

-Allah’ım beni dinden imandan eksik etme! Sen beni şeytanın yolundan uzak tut, kendi yoluna sabit kıl! Şu kısacık konuklukta beni günahkâr kullarından eyleme, diyerek dua etmeye başlamış. Sonra Bektaşi’nin duasına kulağı misafir olmuş. Baba erenler gözleri yumuk şekilde:

-Allah’ım sen zorda olanların derdine çare verirsin, bilirsin Bektaşi kulun zordadır. Ya Rabbim şu bayram namazı hürmetine bana bir şişe rakı parası versen yeter. Ben mezeyi bir şekilde hallederim, diyormuş. Molla Bektaşi’nin duası bitince hiddetlenip çıkışmış:

-Bak hele bre dinsize! Bre imansız, nursuz Allah’ın huzuruna gelip yüce yaradandan rakı parası istemeye utanmaz mısın, deyince baba erenler toparlanıp mollanın yüzüne bakarak:

-Ne kızarsın Molla Efendi? Be hey imanım rahmetinden şüphe olmayandan kim neyi eksikse onu ister. Sen din, iman istedin benim imanım tamdır. Ne var bunda, ben de rakı parası istedim!