BEKTAŞİ VE MAHŞER GÜNÜ

 Mahkeme-i Kübrâ’da hesaplar verilirken herkes günahını sırtına almış, hesap yerine doğru yaklaşmaktaymış. Uzaklardan biri sesleniyor, ben günahımı getiremiyorum diyormuş. Gelip melekler bakmış ki Bektaşi’nin günahı sırtlamakla, cırtlamakla gelecek günah değil. Hemen oradan bir at arabası ayarlayıp Bektaşi’yi ve günahlarını arabaya atmışlar. 

-Git ulan Allah’ın cezası, git de günahlarının cezasını çek, diyerek atı yollamışlar. Bektaşi bu umursuz tabi, at arabasında bi’ kamyon günah var ama bizimki de yol boyu türkü söyleyerek gidiyor. O sırada yoldan geçen zayıf, çelimsiz, yoluna yürüyemeyen bir nine eline bir mendil almış, bir mendile sardığı küçücük günahlarını götürüyor. Götürecek ama zaten garibim yoluna zor yürüyor. Bektaşi nineyi görünce hemen atı durduruyor, nineye sesleniyor:

-Anam garip anam! Gel bin arabaya at o mendili de benimkinin üstüne. Ben nasılsa arabayla gidiyorum, bin boş gitmesin araba.