BAHÇEDEKİ EMANET 3

Dimitri seslendikten sonra Şeref öyle korktu, öyle korktu ki, kaçarken havaya attığı valiz gelip Nebi’nin kafasına düşüverdi. Panik haliyle ne olduğunu anlayamayan Nebi kafasında valiz kaçarken kendini duvara çarpıp düşüverdi. Şimdi valiz bir tarafta Nebi diğer tarafta yerde yatıyordu. İçerden sesi duyan Latif ve Sarkis koşarak geliverdi. Latif telaşla yerde yatan Nebi’ye bakarak Dimitri’ye sordu:

-Ne oldu papaz efendi, niye yerde yatıyor Nebi?

-Kaçak rafine operasyonunda yakalanınca panikten kendini vurdu namussuz!

-Ne kaçağı, ne rafinesi ?

-Valizde kırılan rakı yok mu?

-Ee…

-Bu ikisini valizdeki rakıyı şu karşıda, duvarın yanında ters gelmiş çamaşır leğenine damıtırken yakaladım. Arkalarından ses edince Şeref panikleyip elindeki valizi havaya atınca valiz Nebi’nin kafasına düştü. Nebi de ne olduğunu anlayamayıp kaçarken kendini duvara vurup yere düştü.

-Şeref nerede peki ?

-Şu kapıdan kaçıp dışarı koştu.

Sarkis olanları dinliyordu ama ne dediklerini bir türlü anlayamadı. Şaşkın ve ne olduğunu öğrenmek isteyen tavırlarla Dimitri’ye yanaştı:

-Şimdi bunlar benim atletime, kiloduma bulaşmış rakıyı süzüp içecek miydi yani?

-Aynen oğlum iki namussuz senin valizinde biriken rakıyı süzüp içecekti.

-Ya deseler ben onlara yirmi şişe alırım ne diye böyle bir şey yapıyorlar?

-Sen Nebi’yi tanımazsın Sarkis. İsrafı hiç sevmez, ezelden beri böyledir bu oğlan. Nerde bölük ekmek var onu yer, nerde açık çeşme var gider onu kapatır, nerde boşa yanan ışık var elini uzatır söndürür. Böyle bir çocuk bu Nebi.

-Bu kadar tutumlu da madem neden zengin olamamış Dimitri amca? 

-Para kullanma ehliyeti yoktur bizim serserinin o yüzden zengin olamadı. Çalışkan aslında bakma sen ama elindeki avucundakini de paylaşmayı sever. Oğlum az tutumlu ol dediğimizde ise ben ailemden böyle gördüm, ne yapayım Dimitri baba, der. Hadi girin de koluna kaldırıp içeri alalım.

Sarkis ve Latif hoca Nebi’nin koluna girince Nebi ayılıp ne olduğunu sordu. Dimitri anlatınca da kahkahaya boğuldu. Hepsi Şeref’i unutmuş halde içeri girip çay içmeye devam ettiler. Bir ara televizyonda oynayan diziye kitlendiler, bir ara derince sohbet ettiler. En son Nebi’nin aklına geldi:

-Sahi Şeref nerede yahu, deyince cevabı papaz Dimitri verdi:

-Vallahi onun ne olduğu muamma…

-Muamma mı?