BAHÇEDEKİ EMANET 2

Çok uzatmadı muhabbeti Nebi ama gözü hala valizdeydi. Behiye Babaanne içki dolu valize el sürmek istemediğinden valizi kucaklayıp çamaşır makinesinin önüne götürdü Şeref. Elbiseleri hafifçe valize silkeliyor, makinenin içine cam kırığı kaçmaması için önlemi böyle alıyordu. Eşyaların yarısını attı atmadı yanına yardım için dayısı geldi. Valizden aldığı bir gömleği sucuk gibi yaş bulunca hafifçe silkeleyip makineye atmadan sıkınca rakı damla damla valize akmaya başladı. Bu görüntü Nebi’nin iştahını kabarttı:

-Acaba çamaşır leğeni getirip ona mı sıksak. Baksana valiz su geçirmez olduğundan rakı dışına hiç sızmamış olan rakı valizde kalmış

Şeref dayısının şaka yaptığını zannediyordu ama Nebi’nin gözlerinin içine bakıp gözlerindeki ciddiyeti görünce söylediklerinin şaka olmadığını anladı.

-Abartma dayı istersen. İçilir mi daha bu rakı?

-Niye içilmesin ulan, baksana cam gibi rakı!

-Dayı affedersin ama adamın donuna, atletine bulaşan rakı içilir mi?

-Boğma rakı aldığımız Halis abi neyle yapıyor sanıyorsun?

-Neyle yapıyor?

-44 numara deniz paleti gibi ayaklarıyla üzümü ezip yapıyor.

-Dayı vallahi içkiye tövbe ettireceksin. İki gram alkol keyfimiz var sayende o da kalmayacak.

-Ben leğen getiriyorum.

-Dayı yapma! Dimitri amca görürse kötü diline düşeriz. İtibarımızı yerle bir edersin.

-Pardon sındırgı kaymakamı Nazım Fuat Bey mi benimle konuşan?

-Anlamadım?

-Ne itibarından bahsediyorsun ulan. İtibarımız mı kaldı bu define sevdamız yüzünden, ben damıtacağım ister iç ister içme.

-İyi de içindeki cam kırıklarını nasıl süzeceksin?

-Gülfidan’ın çiçekli yazmalarından birini alırsak bu iş tamamdır. İki kere distile, iki kere rafine. Oooo Ali Desidero!

Şeref Sarkis’in bütün eşyalarını çamaşır makinesine atınca valizin altında biriken rakıya bakarken Nebi boynunda al yazma, elinde çamaşır leğeniyle geldi. Şeref’ten valizi kaldırıp yemeninin içinden çamaşır leğenine rakıyı dökmesini istedi. Şeref dediklerini harfiyen yapıp valizdeki rakıyı dökerken, gerçekten de cam kırıkları yazmanın üstünde birikmeye başlamıştı. Her şey yolunda gidiyordu ama arkadan onları izleyen biri daha vardı. Şeref son damla rakıyı da valizi sallayarak yazmanın üstüne dökünce Papaz Dimitri seslendi:

-Madem böyle yetenekleriniz var, Petkim Aliağa rafine tesislerinin ihalesine neden girmediniz namussuzlar! Yeterlilik belgeniz yoksa söylerdiniz Vatikan’daki hatırlı dostları araya koyar ben size yeterlilik belgesi ayarlardım. Utanmaz arlanmazlar !