ASIRLIK ÇINAR 3

Öğle namazından sonra gasilhaneden çıkarılan tabut, cenaze namazı kılınmak için meydana getirildi. Ölen Halis dede sessiz, sakin yardım sever olarak bilinir ve çevresince böyle sevilirdi. Necip namaz başlamadan Nebi’nin yanında bitti ve kulağına eğildi:

-Rahmetli 126 yaşındaymış. Neler sığdırmıştır hayatına de mi. Ne ayrılıklar, ne mutluluklar, ne acılar…

-Sorma kimleri gördü geçirdi kim bilir..

-Onun kimleri gördüğünü bilmem ama ben ebeminkini tersinden görecem Nebi. Çok sıcakladı hava yandım yıkıldım terden!

-Çıkar şu üstündeki paltoyu, git arabaya koy.

-Daha kendimi hiç yere atmadım. Bir kaç takla atayım da öyle çıkarayım.

-İyi madem sen bilirsin. Sen yine yanıma çok yaklaşma yanıma, çürümüş koyun derisi gibi ekşi ekşi kokuyorsun burnuma.

İmam camiden çıktıktan sonra cenaze namazını kılıp helallik alınca cemaat tabutu yüklenip mezarlığa doğru gitmeye başladı. Daha fazla dayanamayan Necip, kendini ağlayarak sağa sola atmaya başladı. 

-Ölüm yok kadir kıymet bilene, kapımız açık buyurup gelene, her şeye alışırız da, zormuş hayat genç iken ölene, off Halis amca of diyerek yerlerde kendini paralayan Necip’e ilk müdahaleyi yanında bulunan muhtar yaptı. Koluna girerek Necip’i ayağa kaldırdı.

-Kardeş paltodan sıcak geçti, ne dediğini bilmiyorsun galiba. Adam 126 yaşında öldü sen genç iken ölene diye ağıt yakıyorsun.

-Ona değil muhtarım ben kendime ağıt yakıyorum. Allah aşkına şu paltoyu alıp arabaya yollayın, yandım kavruldum. Hemen üstünden paltoyu çıkaran Necip, giyim mağazası personeli gibi paltoyu ustalıkla katlayıp muhtara uzattı. Muhtar bir paltoya bir Necip’e bakarak:

-Ne kıymetli paltoymuş bu. Gören de Nikolay Gogol’un paltosu sanacak. Koy şöyle duvarın üstünde korkma bi hal gelmez paltonun başına.

-Gelmez değil mi muhtarım. Hatırası büyük aman deyim!

-Ne hatırası var bu paltonun? Alman gestapo subaylarının paltolarına benziyor, deden Nazi saflarında Müttefik kuvvetlere karşı savaştı sana da tek yadigâr bu palto mu kaldı? Gelmez elbet yürü hadi.

Necip paltoyu çıkarınca öyle rahatladı öyle rahatladı ki sanki kuş olup gökyüzüne süzülerek uçacaktı. Nebi ise cenazenin en önünde gidiyor ara sıra yükselen ağıtlarıyla milletin yüreğini hop oturtup hop kaldırıyordu. Necip rahatlayınca soluğu koşar adım Nebi’nin yanında aldı. Aldı ama Nebi’nin üstündeki gömlek paramparçaydı.

-Medine dilencileri gibi etmişsin yine kendini Nebi. Enine yırtma gömleği kilolu gösteriyor seni. Boydan yırtarsan kendini kilolu gösterir, durumumuz iyi izlenimi verir bahşişimizden edersin.

Nebi anlamsızca gözlerle Necip’i süzdükten sonra yanından uzaklaştı. Ve yürek burkan ağıtlarından birini daha haykırdı.