ASIRLIK ÇINAR 2

Buzluk köyü o gün çevre köylerden gelen ve ilçeden gelenler sayesinde hınca hınç kalabalıktı. Muhtar Hadi Bey hem cenaze ile ilgileniyor hem de gelen konukların taziyelerini kabul ediyordu. Nebi ve Necip köye girdiklerinde onları görünce etrafını saran kalabalığın arasından sıyrılıp koşar adım yanlarına yürümeye başladı. Park eden arabaların kapısını açtı.

-Nebi hoşgeldiniz kardeşim.

-Hoş bulduk Hadi abi, başınız sağ olsun.

-Eş dost sağ olsun. Sen de hoş geldin kardeşim diyen Muhtar Hadi Necip’le de selamlaştı.

-Hoş bulduk muhtarım başınız sağ olsun.

-Eş dost sağ olsun kardeşim. Hayırdır soğuk algınlığımı geçirdin bu sıcakta palto niye?

-Anlatırım muhtarım uzun hikâye dedikten sonra muhtarın koluna girip cami önüne doğru yürümeye başladılar. Merhumun akrabalarını bulup baş sağlığı diledikten sonra şova Necip ile başladılar.

-Sen kurumaz pınardın, halim hatırım sorardın, bırakıp gitme Halis amca, başımıza asırlık çınardın. Offf Halis amca offf!

Nebi, Necip’in ağıt yakmasından sonra sıranın kendisinde olduğunu biliyordu. Merhumun torununa sıkıca sarılarak:

-Aynı deden gibi kokuyon, ne de güzel dua okuyon, elin ne geziyo cebimde, cebime paramı sokuyon off Muhlis abi offf diye ağıt yakan Nebi, merhumun torunundan açıkça bahşiş istediğini bu sözleriyle belirtti. Fakat merhumun torunu Nebi’nin yaptığı hatayı kulağına fısıldayarak düzeltti:

-Halis, abi.

-Halis değil kardeşim Nebi adım.

-Yok, abi onu demiyorum. Dedemin adı Halis, sen Muhlis diye ağıt yakıyorsun.

-Senin deden Halis, Muhlis insan evladı kardeşim. Ha Halis Ha Muhlis ne fark eder, dedenin insanlığı dünyaya yeter. 

-Nur içinde uyusun. Bahşişini cebine koydum abi, İstanbul’dan gelen misafirler geldiler. Müsaade et ben misafirleri karşılayayım. Merhumun torununa sarılmayı bırakan Nebi, gelen otobüsü görünce tekrar yükseldi ve daha içerden bir ağıtla yeri göğü inletti:

-Geldiler İstanbul’dan akın akın, gelin komşular şu yatan yiğide bakın! Fazla sürmez Halis amca, benim sana kavuşmam geç değil yakın offf ooff!

Daha alana geleli on dakika olmadan Necip ve Nebi tüm dikkatleri üzerlerinde toplamışlar, ilgili bakışların etrafında ağıtlarla yürekten ve iç yakarak ağlamaya başlamışlardı. Bu görüntü en çok Muhtar Hadi’yi memnun etti, köyün en yaşlı sevilen siması ancak böyle görkemli ve ihtişamlı defnedilirdi.